31 Ocak 2016 Pazar

Yeni Davos



1971 yılında Alman ekonomist olan Klaus M. Schwab tarafından kurulan Dünya Ekonomi Forumu « World Economic Forum »  her yıl olduğu gibi bu yıl da yapıldı. 20-23 Ocak tarihlerinde İsviçre’nin Davos kasabasında bir araya gelen dünyanın büyük ekonomik güçleri olan devletler en üst düzeyde temsil edildiler. Fakat bu yıl devletlerin yanısıra dünyanın büyük sermayesi yolunda ilerleyen şirketler daha fazla sözkonusu foruma damga vurdular. Özellikle Google, Unilever, Novartis, Cisco, Facebook gibi şirketler Davos’ta boy gösterdiler, devlet başkanlarının birbiriyle olan görüşmelerinden çok sözkonusu şirketlerin başkanları ve genel direktörleriyle yaptıkları görüşmeler daha fazla dikkat çekti. Bizim gazeteci meslektaşlarımızın da en fazla haber merkezlerine geçtikleri bilgiler de bu yönde oldu. Ekonomiyle yakından alakalı olanların da dikkatini bu çekmiş olması gerek.


Dünyanın bugün karşı karşıya bulunduğu en ciddi problem göçmen sorunu olarak biliniyor. Göçmen sorununa kaynaklık eden ise yaşanan savaşlardır. Ancak Davos gibi ekonominin en üst düzeyde temsil edildiği ve tartışıldığı platformlarda en fazla üzerinde durulan husus göçmen sorununa çözüm bulmak değil, veya yaşanan savaşlara son vermek için çare üretmek değil, daha ziyade gövde gösterisi yapan ulusal sınırları aşan büyük şirketlerin gerçekleştirdikleri temaslar olmuştur. Hangi şirket hangi devlet başkanı veya başbakanı ile görüşmuştur ve bu görüşmelerde neler konuşulmuştur konuları en fazla dikkat çekmiştir.


Dünya’nın karşı karşıya olduğu sorunlar ile Davos’ta bir araya gelen ekonomik güçlerin kafasını meşkul eden hususlar birbirinden çok farklı olmuştur. Hal böyle olunca Eski Davos ile Yeni Davos diye (küçük de olsa) bir ayırım yapmak lazım.


Davos öyle bir hale getirilmiş ki oraya ancak büyük ekonomik güçler katılabilir. Oysa ki  1971 yılında Klaus M. Schwab Dünya Ekonomi Forumunu hiç de bu hale gelmesini isteyerek kurmamıştı.  İlk yıların Davos’u gerçekten dünyada yaşanan sorunlarla çok yakından ilgili olmuştur, orada dünyada yaşanan sorunlara çare bularak ancak ekonominin önü açılabilir düşüncesi hakim idi. Şimdi ise tam tersi düşünce hakim ; dünya sorunları derinleştikçe  büyük ekonomik güçlerin önü açılıyor ve onlar bire on, hatta bazı hallerde bire 100 kazanç elde ediyorlar. Bu durum ise, ne yazık ki daha fazla savaş demektir, daha fazla savaş ise daha fazla ölüm, yıkım ve talan demektir. Aynen bugün Türkiye’de yaşanan durumun ta kendisi gibi.


Ahmet Gülabi DERE  /  31.01.2016