17 Temmuz 2017 Pazartesi

Kürt Ulusal Birliği Nasıl Sağlanır ?

Bir süredir KNK (Kürdistan Ulusal Kongresi) Güney Kürdistan’da temaslarda bulunarak Kürt Ulusal Birliğinin sağlanması için uğraşıyor. Doğu Kürdistanlı olan Tahir Kemalizade sorumluluğunda  yürütülen bu uğraşlara değer vermek gerekir. Çok saf ve temiz kürdistani duyguları olan Tahir Kemalizade’yi yakından tanıyorum, KNK bünyesinde birlikte çalışmıştık. Tahir Kemalizade ve onun gibi KNK üyesi olan çok sayıda kişinin gerçek anlamda bir Kürt Ulusal Kongresi’nin toplanmasını istediğine ve bu amaçla uğraştığına inanıyorum. Fakat, ve ne yazık ki, bu konuda uğraşanların hemen büyük bir bölümü içinden geldiği ve inandıkları gibi bu çalışmalara katılamıyor. Sürekli birilerinin kendilerine verdikleri talimatlarla sözkonusu çalışmalara katıldıkları için de başarılı olamıyorlar. Dolayısıyla bir süredir Güney Kürdistan’da yapılan temasların sonucu ancak Sülleymaniye’deki toplantı olmuştur, ondan öteye gidemez.

Herşeyden önce gerçek anlamda bir Kürt Ulusal Birliği isteniyorsa o zaman irili, ufaklı tüm kürt kurum, örgüt, parti ve  aydın şahsiyetleriyle temas kurulmalı, düşünceleri alınmalıdır. « Şu örgüt felan örgütten ayrılmıştır, felankes bevankese karşı çıkmıştır, X kişi Y örgütten ayrılmıştır » diye düşünmeden herkese aynı mesafeden yaklaşarak Kürt Ulusal Birliği için zemin hazırlanmalıdır. PKK’den ayrılıp da çeşitli kurum, parti veya örgütlerde çalışan, oralarda sorumluluk sahibi olan, yine örgütten ayrıldıktan sonra halkının hizmetinde olan, küçümsenmeyecek çalışmalar yapan aydınlarla da gereken ilişki kurulmalıdır, onların da bu Birlik çalışmalarında yer almaları istenmelidir. Aynı şey diğer parti ve örgütler için de geçerlidir. Mevcut durumda Kürt Örgütleri arasında bu noktada en fazla tutucu olan PKK ve KDP’dir. PKK’nin, geçmişte kendisiyle yakından veya uzaktan ilişki kurmuş olup daha sonra mesafeli davranan hiç kimseyle diyalog kurmaya açık olmadığını biliyoruz. Aynı şey KDP için de geçerlidir, o da birçok Kürt Örgüt ve Partilerle bir araya gelmemeye özen gösteriyor. PKK ve KDP’nin bu noktadaki yaklaşımları arasında fark olsa da özünde ikisi de tutucu ve kendisinden başkasını kabul etmemede aynı zihniyete sahiptirler. Dolayısıyla bu iki Kürdistani güç aynı zamanda  birbirlerini de kabul etmemektedirler. Geçmişte bazı platformlarda bir araya gelmiş olsalar da hiç bir zaman aralarında kalıcı bir dostluk ilişkisi kurulamamıştır. Gerçek anlamda bir Kürt Ulusal Birliği isteniyorsa önce sözkonusu bu güçlerin negatif yaklaşımları elleştirilmeli, ulusal çizgiye çekilmelidirler.

KNK üyesi olduğum dönemde sayısız kez Kürt Ulusal Birliği’ni konu alan toplantı yaptık. Bu konuda konferanslar da düzenlendi. Ne var ki sözkonusu çalışmaların hiç biri sonuç vermedi. O zaman da düşüncelerimi dile getiriyordum, şimdi de ; « Birilerinin dışlanmasıyla hiçbir zaman gerçek anlamda Kürt Ulusal Kongresi toplanamaz ». Şimdiye kadar bu konuda en fazla düşünce ayrılığını yaşayan güçler KDP ve PKK’dir. Diyelim ki günün birinde bu iki güç biraraya gelip kendi istedikleri gibi bir Kongre topladılar, adına da Kürt Ulusal Kongresi koydular, yine de o gerçek anlamda Kürt Ulusal Birliğini sağlamaz, sağlayamaz. Ne zaman Kürtler kendi aralarındaki farklılıklara tahamül etseler, ancak o zaman Kürt Ulusal Birliği oluşur. Na yazık ki mevcut durumda biz bu noktadan oldukça uzağız.

Geçenlerde ANF’de Haci Ehmedi’nin (PJAK eski Başkanı ve şimdi KODAR Konseyi Üyesi)  röportajını okudum. Sevdiğim, saygı duyduğum ve aynı zamanda KNK üyesi olduğum dönemde aynı odayı paylaştığım biri olan Haci Ehmedi’nin Kürt Ulusal Birliği ile ilgili söyledikleri ancak temeni olarak görülebilir. Haci Ehmedi bireysel olarak düşündüklerini açık bir şekilde söyleyemiyor, buna cesaret de edemiyor. Kendisi I-KDP’den ayrılan biri olup daha sonra da sık sık bu partiyle ilişki içinde olmasına rağmen, aynı tarz bir ilişki düzeyini, uzun bir zaman üyesi olduğu KNK veya yakın bir bağ içinde olduğu PKK için söyleyemiyor. Değerli ağabeyim Haci Ehmedi KNK’den istifa eden, kendisi gibi Doğu Kürdistanlı olan ve de eskiden en yakın arkadaş olarak gördüğü şahsiyetlerle telefon görüşmesini bile yapamıyor. Kürt Ulusal Birliği’nin neden oluşamadığını incelemesi için çok ince ve ayrıntılı araştırmaya gerek yok, sayın Haci Ehmedi içinde yer almış olduğu örgütsel ilişki tarzını incelemesini buradan tavsiye ediyorum. Bunu yaparsa ve Ulusal Birlik için gereken cesareti göstererek düşüncelerini dile getirirse belki Ulusal Birliğimize katkısı olur, yoksa istediğimiz kadar Ulusal Birlik, Ulusal Birlik dersek de birşeyi değiştiremeyiz.

Avrupa’da yaşayan ama kalbi sürekli halkıyla ve ülkesinde atan biri olarak Kürt Ulusal Birliği’nin oluşmasını en fazla isteyen ve gerçekleşirse buna en fazla sevinecek olan benim. Herhangi bir örgüt ile bağlantım olmadan bu olguya baktığımda sorunun kaynağını daha iyi görebiliyorum.

Haci Ehmedi’nin de röportajında bahsettiği Kürt Diplomasisi için de sağlanamayan Kürt Ulusal Birliği ciddi bir handikaptir. Sık sık görüştüğüm AB temsilcilerinin de en fazla dikkat çektikleri husus bu oluyor. Mevcut durumda herhangi bir örgüte mensup olmadığımı, bağımsız bir Kürt gazeteci-yazar olduğumu bilen kimi AB temsilcileri bana açık açık şunu söyleyebiliyorlar ; « Kürtler bir ağızdan konuşmalıdırlar, bizimle temas kuran her kürt örgütü farklı şeyler talep ediyor. Kürtler adına kimi dikkate alacağımızı bilmiyoruz ki halkınız için birşey yapalım. »

Bu sözleri söyleyen AB temsilcileri belki de Kürtler için birşey yapmak istemiyor da olabilir, ama söyledikleri de çok doğru, hak vermemek elden değildir.

Diplomasiye değinmişken şunu da vurgulamadan geçmeyeceğim ; 1995-2010 yılları arasında Avrupa’da belli bir Kürt Diplomasisinden bahsedilebilirdi. Ne var ki son yıllarda nerede ise Kürtler adına diplomasi denen bir faaliyet yoktur. AB Kurumlarındaki diplomasi faaliyeti HDP’ye bırakılmış, onun adına da diplomasi yapanlar ya yabancı dil bilmiyorlar, yada kürt değiller. Avrupa Konseyi’nde HDP adına Ertuğrul Kürkçü’nün yapacağı diplomasi sonuç vermez. Kendisi çok samimi ve bir Kürt’ten daha iyi ‘Kürt’ olabilir fakat Avrupalı siyasetçi öyle düşünmez. Onlar Kürtler adına ancak Kürt konuşursa dikkate alır. Umarım HDP bu söylediklerimi dikkate alır ve Avrupa Konseyi’ne göndereceği üyelerini ona göre seçer.

Bugün, özellikle Kürdistan, Türkiye ve Avrupa’da, şu veya bu nedenle geçmişte üyesi oldukları Kurum, Örgüt ve Partilerden ayrılıp da bireysel bazda halkı için uğraşan çok sayıda Kürt Aydını, Sanatçısı ve Işvereni bulunmaktadır. Muazam bir potansiyeldir bu. Eğer birileri Kürt Ulusal Birliğini gerçek anlamda istiyorsa önce bu potansiyelin gücünü değerlendirmesini becermekle işe başlamalıdır diye düşünüyorum.


Ahmet Gülabi DERE
17.07.2017