Geçen günlerde
vefat eden Hatun Tuğluk yıllardır yaşadığı ve belki de kendi memleketi olarak
bildiği Ankara’da defnedilmiş, ancak AKP-MHP Koalisyonunun yaratmış olduğu it sürülerinin
saldırıları nedeniyle cenaze mezardan çıkartılarak Dersim’e götürüldü. Hatun Tuğluk
anna topraklarında defnedildi, orada rahat uyuyacak.
Ölüye saygı
asgari bir insani yaklaşımdır. İnsanoğlu henüz medeniyetin ilk basamaklarını aşmadan
ölenlerin naaşını toprağın altına gömerek ölüye olan saygısını göstermiştir. Hatta
hayvanlar bille ölülere karışmazlar, ölen birinin naaşını gören itler bille ona
karışmazlar. Ne var ki kendine çağdaş bir ülke diyen bir Türkiye’de itlerden
daha hoyrat ve saldırgan olan bir toplum yaratılmıştır. Bunda AKP-MHP’nin rolü
büyüktür.
Hatun Tuğluk’un
mezarına yapılan çirkince ve adice saldırıdan sonra internetten araştırdım, ne
yazık ki daha önce kısmen de olsa ‘demokrat’ gördüğümüz kimi yazar ve
çizerlerden ses seda yok. Sözde Türkiye’de kadın haklarını savunan kimi
derneklerden de bir ses yok. Ses çıkaranların, bu çirkince ve itçe saldırıyı kınayanların
yüzde doksanı Kürtlerdir. Öyle zanediyorum Hatun Tuğluk yerine başka bir
topluluk mensubu olan birinin mezarına böyle bir saldırı olsaydı bugün ses çıkaranlar
yine sesiz kalmazlardı. Dolayısıyla bugünki Türkiye’de vicdanın sesi olmak yine
Kürtlerin ve azınlık bir grubun görevidir. Bu görevi yerine getirmek başarı değil,
insanidir.
Türkiye’nin
başkenti Ankara’nın göbeğinde yaşanan bu çirkinlik ve hoyratlıkta siyasi
iktidarın rolü bellirleyicidir. Türkiye’de gelişen her toplumsal kültürde
devletin resmi çizgisi öncülük etmiştir. Dolayısıyla Türkiye’de varolan
zihniyet 2002’den bu yana iktidarda olan AKP’nin ürünüdür. Böyle devam ederse sözkonusu
bu Türkiye’nin nereye gideceği çok açık ; DAIŞ gibi bir çetenin Suriye ve
Irak’da hayata geçiremediğini bu zihniyet Türkiye’de gerçekleştirecek. Bu
nedenle sözkonusu gidişatın önü alınmalıdır, yani Türkiye AKP-MHP
koalisyonundan kurtarılmalıdır.
AKP’nin
komandalı robot başbakanı diyorki ; « Bir kaç kendini bilmezler bu
saldırıyı yapmıştır » Eğer bir kaç kendini bilmez bunu yapmış ise o zaman
o kendini bilmezleri neden alıp yargının önüne koymuyorsunuz ? Ayrıca sözkonusu
çirkince ve hoyratça saldırıyı sadece bir kaç kendini bilmez yapmamıştır, bir sürülük
iki ayaklı it yapmıştır. Hatta o itlerin içinde Batıkent denilen mahalenin
camisinde görevlilerin de olduğu bilgisini alıyruz. Ayrıca göstermelik olarak gözaltına
alındığı iddia edilenlerle AKP’nin Içişleri Bakanı Sülleyman Soylu’nun çekilmiş
fotoğrafları da yayınlanmıştır. Yani öyle söylendiği gibi ‘bir kaç kendini
bilmez’ bu saldırıyı yapmamıştır, AKP-MHP’nin organize ettiği bir hoyratlıktır.
Türkiye’de
halen birileri şunu diyor ; « Türkiye’de Kürt ve Türkler kardeş gibi
ve eşitçe yaşıyorlar ». Hani nerede o kardeşlik, nerede o eşitlik ?
Sen Kürdün ölüsüne bile saygı duymazken nasıl olur da kardeşlikten ve eşitlikten
söz edersin ? Kim senin bu yalanına kulak asacak ? Bu yalana kulak
asan olsa olsa henüz düşünme evresine adım atamamis iki ayaklı yaratıklar
olabilir.
Hatun Tuğluk’un
cenazesine yapılan bu çirkefçe saldırı Kürt Halkına yapıldığı gibi, aynı
zamanda Anadolu Halklarının tarih boyunca geliştirdiği kültürel mirasa da yapılmıştır,
ona tecavuz niteliğindedir. Anadolu Halklarının kültüründe ölüye saygı tartışılmazdır.
AKP-MHP Koalisyonunun bugün geliştirdiği zihniyet giderek Anadolu Halklarının
tarihsel boyunca geliştirdiği kültürü de yok ediyor. Dolayısıyla bu zihniyete
karşı mücadele sadece Kürtlerin görevi değil, aynı zamanda Anadolu’nun onurlu ve
şerefli olan her neferinin de görevidir.
Bugünden
sonra, sözkonusu bu zihniyet egemen olduğu müddetçe, aklıselim düşünen bir Kürdün
Türkiye’de kendine bir gelecek düşünmemesi gerekir diye düşünüyorum. Bırakalım
orada kendine geleceği düşünmeyi, oraya gezmeye bile gidilmemelidir diye düşünüyorum.
Bilinmeli ki bugün Türk Devletine verilen bir kuruş vergi bile geliştirilmek
istenen bu çirkince zihniyetin hizmetine giriyor. Buradan hareketle diyorum
ki ; yurtdışında yaşayan ve kendine 'Kürdüm' 'Demokratım' diyen hiç
kimsenin artık Türkiye’ye gitmemesi, orada yatırım yapmaması lazım. Hele hele sözkonusu
ülkeye tatile gitmek demek geliştirilen bu kirliliğe açık ve net bir şekilde maddi
katkı sunmak demektir.
Ahmet
Gülabi DERE / 16.09.2017