Türkiye’de ciddi manada demokratikleşme sağlanmadan, halkın
iradesini yansıtan doğru seçimler yapılamadığı gibi, sağlıklı ve hile karıştırılmadan
seçimler yapılmadan da Türkiye demokratikleşemez. Bu iki olgu birbirine bağlıdır,
biri olmadan diğeri olamaz.
Avrupa’daki TC vatandaşları iki kezdir sandık başına gidiyor. Bu
olumlu bir gelişmedir, kimsenin buna itirazı olamaz. Ne var ki oy hakkının tanındığı
Avrupa’daki TC vatandaşlarının iradelerine o kadar saygılı yaklaşılmamaktadır.
Türkiye’de yapılan seçim hilebazlığı Avrupa’da da yapılıyor. Ornekleri Isviçre
ve Fransa’nin Nante bolgesinde goruldu.
Bugün Avrupa’da oy kulanmanın son günü. Verilen bilgilere göre
Avrupa’da iki milyondan fazla seçmen bulunmasına rağmen oy kulanma oranı düşük.
Yüzde 50 civarında olduğu tahmin ediliyor. Bu yazıyı yazdığım sırada henüz oy
kulanma süresinin dolmasına 8 saat vardır, sonucun ne olacağı önümüzdeki
günlerde belli olacaktır.
8 Mayıs’ta TC Konsolosluklarında oy kulanımı başlar başlamaz sandıkların
güvenliği ile ilgili tartışmalar başladı. Konsoloslukların TC Dışişleri Bakanlığına
bağlı olduğunu hepimiz biliyoruz, bu kurumlarda çalışanların büyük bölümünün de
13 yıldır iktidarda olan AKP’den taraf oldukları bir gerçektir. Bu hal ve
vaziyet ortada iken YSK’nin Avrupa’daki sandıkları Konsolosluklarda tutması doğru
birşey midir ? Aklı başında olan herkes bunun doğru olmadığını bilir. Böyle
bir durum ortada iken Avrupa’daki seçimlerin sağlıklı yapıldığına kim
inanabilir ? Bana göre sandıkların başında görevli olan CHP ve MHP’lilerin
kafasında bile şüpheler vardır. Nitekim bu şüpheleri haklı çıkaran olaylar da
yaşandı, İsviçre’de, Fransa’da, Almanya’da yaşanan olaylarla ilgili haberler
yayınlandı.
Türkiye Cumhuriyeti bu kadar fakir midir ki Avrupa’nın çoğu büyük şehirlerinde
daha güvenlikli ve tarafsız yer bulamıyor ? Konsoloslukların tarafsız
olmadığını hepimizin bildiği gibi YSK’nin de bilmesi gerekmiyor muydu ?
Avrupa’daki önemli merkezlerden biri olan Strasbourg’da oy kulanan
birçok kişiyle konuşurken bana şunu söylemişlerdir ; « Oyumuzu kulandık
ama sağlıklı sayılır mı, neticesi gereken yere ulaşır mı noktasında şüpheliyiz »
Bunun nedenini sorduğumda ise çoğu kişiden şu sorulu cevabı almışım ;
«Sandıklar Konsolosluklta tutuluyor, 24 gece boyunca o odalara hükümetten yana
birilerinin girmeyeceğini nereden bilebiliriz ki ? »
Avrupa’daki sandıkların sonucu açıklandığında hangi partinin ne
kadar oy aldığı (resmi makamlara göre) kamuoyuna sunulacaktır. Ancak sonuç ne
olursa olsun Avrupa’daki bu seçimlerde esas rakipler AKP ve HDP olmuştur. Türkiyeli
göçmenler arasında en fazla çalışmayı bu iki partinin yaptığını söylemek yanlış
olmaz.
CHP’nin Yanlış Seçim
Propagandası
Genel anlamda bakıldığında CHP’nin seçim propagandası AKP
hükümetine karşıtlık temelinde geliştiğini görürüz. Ne var ki bu durum bazı
alanlar için geçerli olmamaktadır. Özellikle Avrupa’da, Kürt göçmenlerin yoğun
olduğu bölgelerde CHP’nin gizli seçim çalışması HDP’nin barajı aşmayacağı, ona
verilen oyların boşa gideceği propagandası üzerine gelişmiştir. Strasbourg’daki
CHP yetkililerinin Kürt göçmenlere yönelik yaptıkları benzer propagandaya
tanıklık eden çok sayıda kişi olmuştur. İnanıyorum CHP’nin bu yaklaşımı Türkiye
ve Kürdistan’da da hakimdir. Bu zihniyetin ne CHP’ye ne de Türkiye’nin
demokratikleşme sürecine faydası olmadığını belirtmek gerekiyor.
Ahmet DERE / 31.05.2015