2 Mayıs 2015 Cumartesi

Baraj Duvarı Yıkılmalı



7 Haziran günü Türkiye’de yapılacak olan Genel Seçimler, geçen seçimlere göre farklı bir öneme sahiptir. Zira bu sefer ki seçimler ‘normal’ seçimler değildir, olağanüstü ehmiyeti olan bir sürecin başlangıcı sayılabilir. Dolayısıyla hem iktidar partisi, hem muhalefet ve hemde kamuoyu bunun bilincindedir.


Seçimlerin tarihi belli olduktan bu yana en fazla gündem olan HDP’nin barajı aşıp aşamayacağıdır. Ne AKP’nin dördüncü kez iktidar olabileceği ihtimali, ne CHP ve MHP’nin oylarında  artış olup olamayacağı, ne de benzer bir konu pek tartışılmamaktadır, gündem olan tek bir konu var ; HDP barajı aşabilecek mi ?


HDP’nin söylemine bakıldığında yüzde 10 barajın aşılması sorun olmaktan çıkmıştır, hatta bazı yorumlara göre yüzde 12 ve daha üstünde oy alacaktır. AKP’ye, ve hatta CHP ve MHP’ye göre ise HDP’nin barajı aşması zor ve hatta mümkün bile değildir. Herkes kendi penceresinden baktığı için henüz Türkiye’de pek doğru ve objektif analizler yapılamamaktadır. Bu hal ve vaziyet 8 Haziran’a kadar devam edecektir.


8 Haziran sabahı bile en doğru rakamların konuşulabileceğinden şüpheliyim. Bu şüphemin doğru sebepleri vardır; Türkiye’nin yakın geçmişine bakıldığında çalınan sandıklar, imha edilen tutanaklar, sandıkların başında halka gözdağı vermeler gibi olaylar hafızalarda halen günceliğini korumaktadır. Bu nedenle yapılacak olan bu seçimlerle ilgili şüpheci yaklaşmak pek normaldir ve çoğu insanın da benim gibi düşündüğünü farkediyorum. Fakat gerçek olan birşey var ; o da 8 Haziran sabahı devletin çıkarına uygun olarak seçimlerle ilgili resmi rakamlar açıklanacaktır, buna kimsenin şüphesi yoktur.

HDP’nin yüzde 10 olan antidemokratik barajı aşması sadece Kürtler ve Demokratlar için önemli değildir, Türkiye’nin yaşanılır bir ülke olmasını arzulayan herkes açısından bunun çok önem arzettiğini düşünüyorum. Bu gerçekliğe bakıldığında 7 Haziran seçimleri daha büyük bir önem kazanmaktadır, herkesin bunu bilerek sandık başına gitmesi elzemdir.

HDP’nin barajı aşıp aşamayacağı ile ilgili burada tahminde bulunmayacağım, fakat olması gereken birşey var ki o da bu Baraj Duvarı Yıkılmalıdır diyorum. Baraj duvarı yıkılmadığı müddetçe Türkiye’nin demokratikleşmesi, bu ülkede insan haklarının güvenceye alınması, dolayısıyla düşünce özgürlüğünün olması, halkın adil bir hizmet görmesi beklenemez. Gerek biz Avrupa’dakiler için gerekse de bizzat Türkiye’de yaşayan 85 milyon insan için durum aynıdır. Bu nedenle nerede olursak olalım, hangi siyasi ve sosyal yapıda olursak olalım 7 Haziran’da yapılacak olan seçimlerde HDP’nin barajı aşarak bundan böyle bu antidemokratik duvarın engel olmaktan çıkarılmasını arzulamalıyız ve bunun için gereğini yapmalıyız. Bunu Kürt olduğum için söylemiyorum, Türkiye’deki halkların çıkarını ve geleceğini düşündüğüm için söyliyorum.

8 Mayıs’tan itibaren Avrupa’daki seçmenler sandık başına gidecekler. Herkesin kendi özgür iradesiyle oy kulanacağına inanıyorum. Umarım TC Konsolosluk yetkilileri insanların özgür iradelerine saygı duyarak herhangi bir negatif yaklaşımda bulunmayacaklardır. Zira şimdiye kadar Avrupa’da bazı sıkıntılar yaşanmış ve bu noktada olumsuz işaretler görülmüştür.

Herşeye rağmen ve herkesin çıkarı için artık sınırlayıcı duvarların yıkılması lazım, Baraj Duvarı da bu çerçevede görülüp yerlebir edilmelidir.

Dün 1 Mayıs bayramını kutladık, bu vesileyle tüm Dünya Emekçilerinin bu anlamlı ve tarihi Bayramını Kutluyorum.

Ahmet DERE  /  02.05.2015

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder