3 Nisan 2017 Pazartesi

Avrupa’da Yükselen Aşırı Sağ


Bu yıl Avrupa’nın birçok ülkesinde seçimler var. Geçtiğimiz ay Holanda ve Bulgaristan’da seçimler yapıldı, önümüzdeki aylarda Fransa, daha sonra da Almanya’da seçimler yapılacak.

Son yıllarda Avrupa’nın genelinde aşırı sağcı partilerin yükselişte olduğunu hepimiz görüyorüz. Avusturya’da Cumhurbaşkanlığı kıl payı aşırı sağcı partiden kurtarıldı.  Bir daha ki seçimlerde aşırı sağcı partinin bu ülkede galip gelmeyeceğini kimse garanti edemez. Macaristan’da ise iktidarda olan aşırı sağcı bir partidir. Geçen ay Holanda’da yapılan seçimlerde aşırı sağcı partinin oylarında artış oldu. Bu durum giderek AB’ye üye olan tüm ülkelerde ağırlık kazanıyor. Yani yaşlı kıta olan Avrupa yavaş yavaş aşırı sağın etkisine giriyor. Bu gidişat tehlikeli bir yöne doğru evriliyor.

Fransa’da Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turu 23 Nisan’da, ikinci turu ise 7 Mayıs’ta yapılacak. Şimdiden kimlerin ikinci tura kalacağı netleşiyor. Yapılan anketlere göre Emmanuel Macron ile Marine Le Pen yüzde 25’lerde, diğer adaylar ise gerilerde. Öyle anlaşılıyor ki Macron ile Le Pen ikinci tura kalacaklar. Daha önce olduğu gibi, merkez sağ ile sol’un destekleyecekleri aday Cumhurbaşkanı olacak, yani Emmanuel Macron.

Emmanuel Macron hayatında seçilmiş değildir, yani şimdiye kadar herhangi bir seçime katılmamış. Bu ilk seçimleri olacak. Hayatında katılacagi ilk seçimlerle Cumhurbaşkanı olursa Avrupa’nın yakın tarihinde ilk olmuş olacak. Tesadüfi veya bireysel bir başarı sonucu değil elbette. Macron özel  bir bankada çalışırken Mevcut Cumhurbaşkanı François Hollande tarafından Ekonomi Bakanlığına getirildi. Yaklaşık iki yıl kaldığı bakanlıkta yaptığı reforlarla sık sık adından bahsetirdi. Akabinde bir hareket başlattı ; Mouvement en Marche. Bir süre sonra da bakanlıktan istifa ederek kendi siyasi hareketinin başına geçip erkenden Cumhurbaşkanlığına adaylığını ilan etti.

Emmanuel Macron’un arkasında mevcut Cumhurbaşkanı François Hollande’ın olduğu söyleniyor. Fransa siyasetini takip edenler bilirler ki François Hollande halen açık bir şekilde Sosyalistlerin adayı olan Benoît Hamon’u desteklediğini beyan etmemiş. Bu yaklaşımı dolaylı da olsa Macron’un arkasında olduğu anlamına geliyor. Zaten kendi yakınında olanların bazıları şimdiden Macron’un desteklediklerini beyan etmişlerdir. Hatta Macron bakan olduğu dönemde başbakan olan Manuel Vals da ona desteğini beyan edenlerdendir. Fakat Macron özellikle Sosyalist Partinin adayı olmadığını, hatta sosyalist olmadığını söyliyor.

Fransız basınında yayınlanan kimi analizlere göre François Hollande’ın Macron’u destekliyor olmasının bir sebebi var ; aşırı sağcı Le Pen’in yaratmış olduğu korku. Eğer Macron olmasaydı Le Pen’in karşısında imajı oldukça zedelenmiş olan François Fillon ile Sosyalist Partinin sol kanadından olan Benoît Hamon zorlanabileceklerdi. Yani öyle bir durumda Le Pen’in kazanma ihtimali yüksek olacaktı. İşte bu noktada Fransa derin devleti devreye girerek Emmanuel Macron’u öne çıkarmıştır.  Bunda olumsuz bir şey görmüyorüm elbette, aşırı sağcı Marine Le Pen’in Fransa’yı soluksuz bırakacağına, Bankacı ve liberal Emmanuel Macron’un Cumhurbaşkanı olması daha isabetli olur.

Avrupa’da aşırı sağcı partilerin güç kazanması en fazla yabancı kökenlileri olumsuz etkileyecek, etkiliyor. Bu nedenle Avrupa seçimlerinde oy kulanma hakkına sahip olan tüm yabancıların tercihi net olmalıdır ; aşırı sağcılara karşı akıllı bir duruş.

Ahmet Gulabi DERE  /  02.04.2017

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder