Güney Kürdistan yönetimi Bağımsızlık
için Referandum kararı aldı. Uzun zamandır böyle bir karar bekleniyordu. Çeşitli sebeplerden dolayı şimdiye kadar bu adım atılmadı, atılamadı. Hepimizin
beklediği bu karar önemli olduğu kadar gereğinin yapılması da o kadar mühimdir.
Güney Kürdistan yönetiminin bu
kararı açıklandıktan sonra, başta Erdoğan zihniyetli türk yönetimi olmak üzere,
bazı çevreler tarafından elleştiriler ve hatta tehditler yağmaya başladı. Öyle
görülüyor ki sözkonusu elleştiri ve tehditler salt sözde kalmayacak, bizzat
eylemi de olacaktır. Zira Bağımsız Kürdistan, kavram olarak bille birileri için
çok tehlikeli ve olmaması gereken bir olgudur.
Türk devletinin Bağımsız
Kürdistan’a karşı çıkışına anlam verilebilir, fakat sözde « iyi Kürt » olarak geçinenlerin buna karşı çıkışlarına
ne demeli ? Güney Kürdistan yönetiminin Rojava’ya ilişkin yaklaşımı
gerekçe gösterilerek tüm Kürt Halkını ilgilendiren Bağımsızlık için
Referandum’a karşı çıkmak veya onu küçümsemek Kürt Halkına duşmanlık değil de
nedir ? Ben, en yakınım olsa bile, bu Referanduma karşı çıkanı duşman ilan
etmekte teredüt etmem. Ortadoğuda en kadim halk olan Kürtlerin neden bağımsızlık
hakkı olmasın ? Şimdiye kadar bize bu fırsat verilmedi, şimdi bu fırsat
var ise neden kulanılmasın ?
Güney Kürdistan yönetiminin aldığı
bu karar doğrudur, dürüst olan Kürtler ve onların dostları bu kararı destekler,
desteklemelidir. Kendilerine göre gerekçeler yaratarak sözkonusu karara karşı çıkanlar
olsa olsa Kürtlerin çıkarını savunmayanlar ve Kürdistan'ın bir ülke olarak
resmi bir statüye kavuşmasını istemeyenlerdir, ki ben bunlara Kürt halkının duşmanları
derim. Dolayısıyla her Kürt ve onların dostları ancak sözkonusu referandumun sağlıklı
yapılmasını temeni eder, ilgili mercilerden sağlıklı yapılmasını isteyebilir.
Bir Kürt olarak ben şunu hep
derim ; Bağımsız Kürdistan olsun da ben onun çöplüğünü bile
destekleyenlerdenim. Herşeyden önce ülkemizin bağımsız bir statüsü olsun, geri
kalan sorunlarımızı daha sonraki süreçlerde tartışırız, zor da olsa, çetin bir
mücadeleyi de gerektirse çözümü yaratabiliriz. Bugün Güney Kürdistan'da tartışılacak
ve elleştirilecek çok sorunlar olabilir, vardır da. Fakat hiçbir zaman bunlar
Bağımsızlık için Referandum’a bağlanamaz, önünde engel olarak görülemez.
Yakalanan bu tarihi fırsat kaçırılırsa bir daha kolay kolay elde edilemez.
Kürtler birinci dünya savaşından
bu yana kendi kaderini tayin etmek için dört parçada mücadele veriyor. Adına ne
denmiş ise densin, verilen tüm mücadeleler bağımsızlık idealiyle
gerçekleşmiştir. Halkı için emek veren her Kürdün hayalinde Bağımsız Kürdistan
olmuştur. Şehid düşen her Kürt evladının tek dileği yine Bağımsız Kürdistan
olmuştur. Dolayısıyla Kürtlerin bağımsızlığını istemeyenler, onu hazmedemeyenler
olsa olsa Erdoğan zihniyetli olabilir.
Bugünlerde birileri ortalıkta çeşitli
dedikodular yaparak insanların kafasını bulandırıyorlar. Güney Kürdistan yönetiminin
PYD’ye yaklaşımını bahane göstererek Bağımsızlık için Referandum’a karşı çıkanlar
özünde Rojava’nın da çıkarına zarar veriyorlar. Bunu yapanlar aslında bilinçli hareket
ediyorlar. Dolayısıyla onlar özünde Erdoğan zihniyetiyle birleşmişlerdir. İster
kendine ‘Kürdüm’ diyenler olsun, isterse de ‘Kürtlerin dostuyum’ diyenler olsun,
bu noktada kafa bulandıranlara dikkat etmek lazım.
Halkımızın yüzyıllık hayali olan Bağımsızlık
olsun da sadece bir parçada olsun, onu daha da genişletmek, sistemini
demokratikleştirmek ve çağdaş dünya ile bütünleştirmek bizim işimizdir. Zor
olacak ama olacak.
Ahmet Gülabi DERE / 13.06.2017