3 Haziran 2017 Cumartesi

Beyaz Fransızlar ve Seçim

Fransa’da geçen yıl Emennuel Macron'un öncülüğünde kurulan mouvement En Marche bir yıl sonra, yani bu yılın 7 Mayıs seçimlerinden galip çıktı.  Elde ettiği zaferle, Fransa tarihinde en genc Cumhurbaşkanı unvanını da Macron'a kazandırmış oldu. Bu başarıda Macron'un bireysel yeteneğinin özel bir yeri olmakla birlikte, esas olarak Beyaz Fransızların rolü büyük ağır basmıştır. Dolayısıyla 7 Mayıs'tan beri Fransa´da beyazların tam hakimiyeti iktidarda olduğunu söylemek mümkündür. 11 ve 18 Haziran'da yapılacak olan Milletvekili Secimlerinde de La Republique en Marche coğunluğu elde ederse bu hakimiyet perçinlenmiş olur.

Ben şahsen Emannuel Macron'un programını kısmen olumlu görenlerdenim. Birçok konuda pozitif noktaları kapsıyor. Hem Sarkozy ve hemde Hollande dönemlerinin programlarıyla karşılaştırıldığında Fransa’da yaşayan herkes için daha olumlu olduğunu düşünüyorum. Tabii bu yazılı bir program, önemli olan bunun hayata geçirilmesidir. Şimdiye kadar verilen izlenim, kitkeler üzerinde bırakılan intiba olumlu yönde işaretler veriyor.

Macron'un ve kurduğu hükümetin başarı veya başarısızlığını ancak bu yılın sonuna doğru ele alıp analiz etmek mümkün olabilir. Şimdilik daha erken.

Bu yazıda esas olarak dikkat çekmek istediğim nokta şu: La Republique en Marche, yani Emmanuel Macron’un partisi, partisinin genel seçimler için gösterdiği 511 aday arasında yabancı kökenlilerin çok çok az olmasıdır. Listeye bakıldığında Beyaz Fransızların çok göze battığını görüyoruz. Macron'un oluşturduğu hükümet de öyledir, 18 Bakan ve 3 de Devlet Sekreteri arasında sadece iki "yabancı kökenli" bulunuyor. Yani 21 üzerinden 2. Bu oran hem Sarkozy ve hemde Hollande dönemine göre daha azdır.

Gelelim Milletvekili Seçimlerine. Bölge bölge listelere bakıldığında 21 aday üzerinden ancak 1´i "yabancı kökenli"dir. Fransa’nın doğusunda yer alan Bas Rhin seçim bölgesinde gösterilen 9 adayın tamamı Beyaz Fransızlardan oluşuyor. Oysa sözkonu bu bölgede yoğun bir yabancı kökenli kitle yaşıyor. Çoğu da vatandaş olan bu potansiyel içinde nitelikli bireyler de çok. Dolayısıyla Macron’un partisi tarafından gösterilen 9 milletvekili adayından biri "yabancı kökenli", yani Arap, Türk, Kürt, Ermeni veya Avrupalı olan İtalyan, Portekiz veya İspanyol olsaydı ben bu yazıya aynı başlığı atmazdım. Ne yazıkki öyle olmadığı için sözkonusu başlığı atma gereğini duydum. Aynı durum, kısmen, Fransa’nın diğer seçim bölgeleri için de geçerlidir. Yabancı kökenli adaylar çok çok azdır.

Geçen günlerde Strasbourg’da La Republique en Marche Bas Rhin 3. Bölge adayı Bruno Studer ile bir söyleşi yaptım. Avantaj Post'ta okuyabileceğiniz söyleşiyi yaptığım sırada duyduğum iyi şeyler olmadı değil. Özellikle Fransa´da yapılan ayrımcılığa karşı Studer'den iyi sözler duydum. Yine yabancıların daha kolay vatandaş olabilmeleri konusunda da iyi şeyler söyledi. Tabii ki bunlar hayata geçirilse iyidir, yoksa sözde kalırsa hiçbir değeri olmaz.

Umarım Beyaz Fransızlar sözkonusu bu ülkeyi tamamen beyazlaştırma gayreti içerisine girmezler. Avrupa ülkeleri arasında Fransa´nın bir farkı varsa o da ; Özgürlük, Eşitlik ve Kardeşlik ilkeleridir. Bu ilkeler ise kaynağını çok renklilikten ve çok kültürlülükten alıyor. Sadece Beyaz Fransızlardan oluşan bir yönetimin bu ilkelere uygun bir pratik sergileyebilir mi ?, bunu süreç gösterecektir.

Ahmet Gülabi DERE  /  30.05.2017


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder