Bugünlerde Türkiye
Devletinin en üst düzeydeki yetkilileri bağıra bağıra Efrîn’e yönelik bir
operasyon yapacaklarını söyliyorlar. Efrîn’e yakın Kuzey Kürdistan bölgelerine
askeri sevkiyatlar yoğunlaştırılmış görünüyor, bunu görsel medyada izlemek mümkündür.
Türkiye gündemine
bakıldığında Rojava Türkiye için adeta ciddi bir tehlike olarak gösteriliyor. Türkiye’de
yayın yapan tüm medya kuruluşları bir ağızdan Erdoğan ve AKP’nin diğer
yetkililerinin söylediklerini tekrarlıyorlar. Rojava düşman bir bölge olarak gösterilirken
aslında tüm Kürtlere karşı düşmanlık geliştiriliyor. Şimdiye kadar azda olsa
‘demokrat’ olarak gördüğümüz bazı çevreler bakıyoruz ya tamamen susmuş, yada
Erdoğan’a yaranmak için elinden geleni yapıyor. Bu durum Türkiye’deki halkların
birlikte yaşama perspektifi için ciddi bir yaradır, daha da derinleşiyor.
Kuzey Kürdistanlı
bazı Kürtler şimdiye kadar CHP’yi azda olsa ‘demokrat’ olarak görüyorlardı,
ancak bugünlerde CHP’nin yaptığı açıklamalara bakıldığında aslında onun da
AKP’den farklı olmadığı görülüyor. Bazı CHP’liler Rojava’ya gidip Kürtlere karşı
savaşmaya hazır olduklarını bile haykırıyorlar. Bu nedenle CHP’nin gerçek yüzü
de artık Kürtler tarafından iyi görülmesi gerek.
Türk TV
programlarına baktığımızda bugünlerde AKP içindeki iblis Kürtler bol bol konuşturuluyorlar.
Sözüm ona Rojava’ya yapılmak istenen operasyon Kürtlere karşı değil de sadece Türkiye’yi
tehdit edenlere karşıymış gibi gösterilmek isteniyor. Onlar zanediyorlar ki Kürtler
aptaldır, söylediklerine inanıyorlar. Oysa tam tersine, Rojava’ya yapılmak
istenen operasyon gerçekleşirse bu iblis Kürtler artık Kürtlerin yaşadıkları
kentlere giremez olacaklar. Nasıl ki çirkin yüzlü bazı sanatçılar Ahmet Kaya’ya
hakaret ettikleri için Kürdistan’a giremez olmuşlar ise, şimdi Rojava’ya yönelik
olası operasyonu destekleyenler de öyle olacaklardır, olmalıdırlar.
Biraz düşünebilen
her Kürt Türkiye’de yaşananları iyi görmelidir, dolayısıyla gereken tedbirini
almalıdır. Kürtlerin topyekün düşman olarak gösterildiği bir ülkede yaşamanın
ne anlama geldiğini her Kürt şapkasını önüne koyup düşünmelidir. Bunu düşünüp
tedbirini alırken hiçbir zaman Türk Halkına karşı düşmanca duygulara da yer
verilmemelidir, zira bunu yapan, geliştiren halk değildir, sistem ve ona öncülük
eden kliklerdir. Sistem dediğimiz aygıtın geliştirmekte olduklarına karşı sesiz
kalan ve hatta bazı yönleriyle ona güç ve cesaret veren halkın belli kesimleri
olsa da bu topyekün Türk Halkı düşmandır anlamına gelmez.
Efrîn’e yönelik operasyon yapılacak mı ?
Türk devleti yetkililerinin açıklamalarına bakıldığında kısa bir süre içinde Efrîn’e yönelik operasyon gerçekleşir. Fakat operasyonu yaparız demek ile fiiliyatta operasyona girişmek aynı değildir. Operasyon yaparız diyenler herhangi bir tehlike ile karşılaşmıyorlar. Ancak bizzat operasyona girişmek olası tehlikeleri de göğüslemeyi gerektirir. TC yetkililerinin buna cesaretleri var mı ? orasını göreceğiz. Efrîn’e yönelik oparasyon yapılır, oraya kadar da gidilir, ancak oradan geri dönmek veya orada sağlam kalmak öyle kolay değildir.
Rojava sadece
Rojavalı Kürtlerin değildir, aynı zamanda tüm Kürtlerin kalbi sayılırken bir de
uluslararası güçlerin üzerinde hesap yaptıkları bir bölgedir. Efrîn’e giren Türkiye
aynı zamanda hem tüm Kürtleri (burada bilinçli ve yurtsever Kürtleri
kastediyorum) hemde Başta ABD olmak üzere Rusya, Avrupa Birliği ve bazı Arap ülkelerini
de karşısına alır. Dolayısıyla Efrîn’e yönelik operasyon yapmanın öyle kolay
olmadığını, sonuçlarının çok ağır olacağını bilmek lazım.
Sonuç olarak şunu
da söyleyeyim ; öyle zanediyorum AKP yetkilileri tansiyonu yüksek tutarak
ABD’den Rojava ile ilgili bazı sözleri almak istiyorlar. Buna da ABD olumlu
cevap verir mi ? onu da önümüzdeki günlerde göreceğiz.
18.01.2018