10 Ocak 2018 Çarşamba

HDP’nin Eşgenelbaşkanlığı Sorunu

Bugün Hasip Kaplan’ın HDP ile ilgili söyledikleri gündem olmuş. Ne demiş Hasip ; « HDP’nin 11 Şubat günü yapacağı Kurultay’da Eşgenelbaşkanların biri Kürt, diğeri Türk olmalıdır ». Hasip Kaplan’ın söyledikleri pek normaldir, HDP üyesi olanların %95’i de böyle düşünüyordur.

Neden bu tartışma ?

Herşeyden önce Hasip’in böyle durup duruken bu konuyu açması ve sözkonusu tartışmalara sebebiyet vermesi yanlıştır. Eğer HDP’nin ilgili karar mercileri, yapılacak olan Kurultay’da her iki Eşgenelbaşkanların da Türk asıllı olması için bir ön çalışma başlatmış ise ve bundan Hasip haberdar olmuş ise o zaman da bunu tartışmanın yolu ve yöntemi farklı olmalıydı. Mesela Hasip Kaplan bir HDP’li ve eski Milletvekili olarak medyayı aracı yapmadan düşüncelerini ilgili mercilere iletebilirdi. Hatta iyi bir siyasetçi buna karşı planlı bir çalışma da yapar, HDP’nin içine düşeceği eksikliği veya tuzağı bertaraf edebilirdi, veya bunun için tüm çabalarını harcardı. Ancak durum öyle olmamış, Hasip Kaplan sosyal medya üzerinden hem elleştiri, hem tehdit ve hem de öneri içerikli görüşlerini paylaşıyor. Tabii ki eski bir Milletvekilinin böylesi bir yaklaşımı tartışılır, elleştirilir ve belli kesimlerden destek de alır. Bana göre, öneri olarak makul olsa da bunun ifade etme tarzı ve zamanlaması yanlıştır.

Ne var ki Hasip Kaplan’ın sözkonusu düşünceleri sosyal medyaya yansıyınca HDP’nin yetkili kurumlarından da dengeli bir yaklaşım gösterilmedi. Hasip’in sosyal medya paylaşımlarını abartarak adeta bir linç kampanyasına vesile etmeye çalışanlar olmuştur. Hele bunu yapanların başında da Kürt kökenli olmayan, Sırrı Süreya Önder ve Ayhan Bilgen gibi sözde tecrübeli bazı arkadaşların gelmesi de bir başka eksiklik. Bu yaklaşımlar yanlış olduğu kadar tehlikelidir de. Yurtsever duygulara sahip  olan ve HDP’ye üye olan her Kürt HDP Eşgenelbaşkanlığı için ille de bir Kürt kökenli siyasetçiyi ister. Yani Hasip’in sözkonusu düşünceleri HDP’nin tabanının %95’ininkiyle aynıdır. Dolayısıyla ağzı laf yapabilen HDP yöneticilerinin duygularıyla konuşmamaları gerekir, yeri geldiğinde susmasını, sabırlı olmasını bilmelidirler.

Neden bunları yazıyorum ? Zira HDP içinde çelişkilerin boy vermesini isteyen çevreler hayli fazladır, bunların başında da AKP’liler geliyor, onların sevinmemeleri ve ellerine koz geçmemesi için de olsa, yersiz olmasına rağmen, bazı elleştirilere karşı tahamülkar olmak lazım.

Gelelim HDP Eşgenelbaşkanlığına !

Bir kere HDP bir Kürt Partisi olarak kamuoyunda ve aynı zamanda Uluslararası birçok kurumda tanınmıştır. Türkiye Anayasası izin vermiş olsaydı HDP resmen de bir Kürt Partisi olurdu, bu konuda bazı çevreler rahatsız olsalar da gerçek budur. Kaldı ki 25 milyondan fazla Kürdün yaşadığı Türkiye’de bir veya birkaç Kürt Partisinin olması çok normaldir, hatta olmalıdır da. TC’nin antidemokratik yasaları olmasaydı her Kürt Partisinin, kâğıt uzerinde de olsa, ille de Türkiye Partisi olma zorunluluğu olmayacaktı, olmamalıydı. Dolayısıyla HDP’nin Eşgenelbaşkanlarından birisi, hatta bana göre ikisi de, Kürt olması mecburidir. Aksi takdirde yurtsever duygulara sahip olan potansiyel kitleye nasıl hitap edilecek ?

Bazıları HDP’nin her iki Eşgenelbaşkanının Türk olmasını isteyen çevreleri büyük bir komplonun parçası olarak görüyor. Hatta bunun bir AKP planı olduğunu savunanlar da vardır. Ancak, ister komplo olsun veya olmasın sözkonusu bu tartışmalar bile AKP’ye yarayacaktır. Bu dönemde art niyetli hiç kimseye fırsat verilmemelidir.

Sellahatin Demirtaş HDP’nin Eşgenelbaşkanlığı için en uygun aday olabilir. Cezaevinde olması onun elini zayıflatmaz, tersine güçlendirir. HDP siyaset yaparken de, yurtdışında diplomasi yaparken de cezaevinde olan Eşgenelbaşkanının durumundan istifade edebilir diye düşünüyorum. Tabii bunu gerçek siyasetçiler ve gerçek diplomatlar yapar, HDP’de bu sıfatta uygun siyasetçi ve diplomat yoksa o ayrı. Nitekim yapılan tartışmalar böyle devam ederse, ne yazık ki öyle olduğu açık bir gerçek olacaktır. Umarım değil, 11 Şubat günü yapılacak olan Kurultay tersini tasdikler.

Ahmet Gülabi DERE
10.01.2018

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder