Özde MHP’li olup da CHP tarafından Çatı Adayı olarak gösterilen İhsanoğlu resmi olarak arkasında olduğunu beyan eden partilerin oylarını bile alamadı. Bu durum şaşırtıcı olmadı, görünen köy klavuz istemez misali bir sonuç çıktı.
Bu seçimlerden en fazla ders çıkarması gereken HDP’dir. Geçen yerel
seçimlerin sonuçlarına göre oylarında artış olmasına rağmen pek de başarılı
olduğu söylenemez. Gerek CHP’nin potansiyelinden gerekse de sol çevrelerden
daha fazla oy alması bekleniyordu. HDP yetkililerinin beklentileri %15 dolayında iken açıklanan sonuç ise %10
civarında olmuştur. Ben şahsen % 12-13 arası bir sonuç bekliyordum, öyle de
olmadı.
Yapılan bu seçimlerden sonra HDP’nin çok mantıklı hareket etmesi ve kendi
potansiyelini de ona göre bilgilendirmesi gerekiyor. Seçimlerden hemen sonra
bazı HDP’lilerin ve ona yakın görünen çevrelerin adeta başarılı bir sonuç elde
ettikleri konusundaki beyanatlarını pek sağlıklı görmediğimi belirteyim. %3
civarında sağlanan oy artışının neden kaynaklı olduğunu bilerek hareket edilmez
ise gelecek yıl yapılacak olan seçimler için iyi bir hazırlık yapılamaz.
Sağlanan oy artışının bir kısmı, çatı adayının CHP’nin bazı kürt kökenli
alevilerin oylarından, bir kısmı da irtili ufaklı Türk Sol partilerinin adaysız
olmaları ve çok azı da, şimdiye kadar AKP’ye oy vermiş olup da çeşitli sebeplerden
dolayı rahatsız olan Kürtlerin oylarından gelmiştir. Yani sağlanan oy artışı
HDP’ye bağlanmış bir potansiyelden gelmemiştir. Dolayısıyla gelecek yıl yapılacak
olan seçimlerde bu oyların tekrar HDP’ye gelmesi pek düşünülmemelidir.
Bu tabloya bakılarak gelecek yıla hazırlanmalıdır HDP. Bir kere %10 ülke
barajı psokolojisi aşılmış değildir. Dinlediğim sözde bazı kürt
siyasetçilerinin bu yöndeki açıklamalarını hem naifçe hem de çok apolitik görüyorum.
Bunlara göre alınan bu sonuçlarla gelecek yıl HDP kendi başına seçimlere
girebilecek ve barajı aşacaktır. Öyle olmadığını bilmek lazım. Çıkan bu tabloya
göre yine bağımsız adaylarla seçime girmekten başka HDP’nin bir seçeneği olmadığını
belirtmek istiyorum. Öyle de olacaktır, aksi takdirde 2015-2020 arası TBMM Kürtler
adına seçilmis temsilcilerden yoksun olacaktır. Bu durum hem Kürtler için vahim
olacak hem de genel olarak Türkiye’nin geleceği açısından pek hayırlı
olmayacaktır.
Kürt Halkı adına hareket eden her parti ve örgüt samimi ve dürüst davranmak
zorundadır. İçi boş, propagandaya dayalı beyanatlarla Kürt Halkının gücünü
arkasına alma zamanı geçmiştir.
Selahattin’in aldığı oy oranını küçümsemiyorum, ancak neden bu artışın sağlandığı, alınan oyların HDP’de kalıcı olur mu, olmaz mı noktası iyi irdelenmelidir diye düşünüyorum.
Ahmet DERE / 11.08.2014
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder