5 Ekim 2014 Pazar

DAİŞ Belası ve AKP



Bir süredir DAİŞ denilen cani örgütün yaptığı vahşet ile ilgili haberler günlük hayatımızın bir parçası haline gelmiştir. Bu satırları kaleme aldığım saatlerde Kobanê’nin kenar mahalelerinde YPG güçleri ile bu cani örgüt arasında çatışmalar yaşanıyor. Haber ajansları her saat başı yeni bilgileri servis ediyorlar. Bu yazıyı okuyacağınız vakitlerde Kobanê’den gelen haberler çok farklı da olabilir. Ancak durum ne olursa olsun Kobanê direnişi Stalingrad gibi tarihe adını yazan nitelikte bir kahramanlık destanı olacaktır. Zira DAİŞ denilen çeteye karşı gösterilen direniş aynı zamanda uluslararası güçlerin desteğiyle beslenen ve kuduran bir köpekler sürüsüne karşı verilen bir mücadeledir. Bununla birlikte, her ne kadar da Kobanê’de Kürtler savaşıyor olsa da birçok ulustan ve sınıftan kitlelerin gönülden destek verdiği bir direniş gösterilmektedir. Önümüzdeki yıllarda edebiyatçılar ve tarihçiler sık sık Kobanê direnişiyle ilgili çalışmalar yapacaklardır.

Bugün birçok devletin içinde yer aldığı bir koalisyon DAİŞ’e karşı savaş ilan etmiş olsa da özünde uluslararası güçlerin sağladığı son teknolojik silahlarla bu  çete Irak, Suriye ve Kürdistan’da halklara saldırmaktadır. DAİŞ’in sözkonusu bu barbarca saldırıları uluslararası güçlerin gözleri önünde ve desteğiyle çok açık bir şekilde başlayarak gelişti. Baştan beri dünya bu saldırıları adeta bir maç seyreder gibi izledi.

Kobanê saldırıları aynı zamanda Şengal’den başlanarak Kobanê ile devam eden ve giderek Kürdistan’ın büyük parçası olan Kuzey’de gerçekleştirilmesi planlanan daha büyük bir katliamın parçası olabilir, böyle bir ihtimal vardır ve gözardı edilmemelidir.

Baştan beri, yani 2012’den beri, DAİŞ’e destek veren AKP Hükümeti’nin amacı Rojava’nın üç bölgesinin ikisi olan Êfrîn ve Kobanê’yi kendi sınırları dahiline almaktır. Bu plan pek konuşulmasa da, siyasi analizi güçlü olanların rahatlıkla görebildiği bir olasılıktır. AKP Hükümeti böylesi  bir planı  devreye sokmak için çok yönlü bir senaryoyu şimdiden devreye sokmuştur. Bugün sabah (05.10.2014) ANF’nin geçtiği haberlerde Türk askerinin YPG mevzilerini vurduğu ile ilgili bilgileri  okuduk. Benzer saldırıların önümüzdeki günlerde daha da artması büyük bir ihtimal dahilindedir. Eğer Ankara yarın Salih Muslim ile bazı konularda ortak noktada anlaşmasa (ki Salih Muslim’in kendi başına yapabileceği türden anlaşmalar değildir) bu olasılıklar daha yakın bir realite haline gelebilir.

Bilinmesi gerekiyor ki AKP Hükümetinin DAİŞ gibi barbar ve cani bir örgüte verdiği destek sadece Kürtleri katletmiyor, aynı zamanda Türk Halkının da çıkarlarına aykırı bir pratik sergiliyor. Kürtlere verilen her zararda Türk Halkının da payı vardır ve olacaktır. Dolayısıyla DAİŞ ve onun arkasındaki güçlere karşı çıkmak aynı zamanda Türk Halkının da görevidir. Bayram günü İstanbul’dan ve Türkiye’nin birçok kentinden Kobanê sınırına doğru hareket eden otobüslerde çok sayıda Demokrat ve Kürtlerle Kardeşliği savunan Türklerin olduğuna inanıyorum. Önümüzdedki süreçte bu kesimin sesi daha gür ve yüksek çıkacaktır.

Kobanê’ye yönelik saldırılar tüm dünyanın gözü önünde,  adeta Kürt katliamı biçiminde devam ederken şunun da iyi bilinmesi gerekir ; tarihte haklı olan ve direnenler sürekli kazanmıştır, dolayısıyla Kürtlerin arkasında ciddi bir uluslararası destek olmamasına rağmen kazanan taraf olacaktır.

Bugünlerde dünyanın çeşitli ülkelerinde yaşayan milyonlarca Kürt sürekli ayaktadır, vijdanı olan binlerce Kürt gençlerinin Kobanê’ye gitmeye hazır olduklarına inanıyorum. Bana gelen mesajlardan da bunu çok rahatlıkla gördüğümü söylemek istiyorum.

Ne olursa olsun, sonçta zafer Kürt Halkının ve insanlık onuru için mücadele edenlerin olacaktır, bunda kimse şüphe etmesin.

Ahmet DERE  / 05.10.2014

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder