Son dönemde türk TV Haber bültenlerinde Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan’ın
sık sık şu sözlerini duyduk ve duyuyoruz ; « PKK’nin tek bir
kalıntısı bile kalana kadar bu savaş sürecek. Bunu da kısa bir zaman içerisinde
başaracağız ».
Yukarıdaki
sözleri her duyduğumda hem gülesim geliyor, hem de bir ülkenin Cumhurbaşkanı’nın
düştüğü basit duruma acıyorum. Türkiye gibi bir ülkenin Cumhurbaşkanı bu kadar
zayıf, donanımsız danışmanları olmamalıdır. Olayları doğru analiz edemeyen ve
tarihi bilgilerden yoksun insanların bir Cumhurbaşkanına danışmanlık etmesi
kadar seviyesiz birşey olamaz. Recep Tayip Erdoğan’ın söylediği sözlerden yola
çıkarak anlıyoruz ki etrafındaki danışmanları, veya akıl verenleri :
1-
Tarihi
bilgiden yoksun ve bugünki olayları doğru analiz edebilme yeteneğine ve bilgiye
sahip değiller.
2-
Bilinçli bir eylem içindeler.
Eğer birinci
şık geçerliyse sözkonusu bu durumun Türkiye gibi bir ülkeye layık olmadığını
belirtmek lazım. Türkiye Halkları böyle zayıf bir üst kurul ile yönetilemez.
Yok eğer ikinci şık geçerliyse o zaman durum daha da vahimdir, Türkiye’nin
tepesindeki yönetim kurulu başka güçler tarafından komande edilmektedir.
Kürt Özgürlük
Hareketini biraz da olsa takip edenler bilirler ki PKK 45 yıldır mücadele
ediyor. Her ne kadar PKK 27 Kasım 1978 yılında kurulmuş olsa da, esasında
1970’lerin başından beri varolan bir örgüt olup günümüzde Kürtlerin önemli bir
bölümü tarafından da desteklenmektedir. Böyle bir örgütü bittirmek demek
Kürtlerin önemli bir bölümünü yok etmek demektir. Yani Kürtleri
soykırımdan geçirmek demektir. Soykırımın
da bir insanlık suçu olduğunu düşündüğümüzde buna Türk Halkının kendisi izin
vermez. Ayrıca gelinen aşamada Kürtlerin kendini savunabilecek düzeyde bir güç
sahibi olduğunu da bilmek gerek.
Hal böyle
iken, nasıl bir mantık ile Recep Tayip Erdoğan böyle sözleri sarfeder ?
Türkiye’de son 30 yıl içerisinde Başbakanlık yapmış hemen herkes « PKK’yi
bittireceğiz » deyip yönetimden uzaklaştıklarında ise esamelerinin
okunmadığını bilmeyecek kadar naif midir RTE ?
Bir devlet
başkanı bu kadar yanılmaya açık olmamalıdır.
Yanılan devlet başkanlarının akıbetinin ne olduğunu iyi biliyoruz ;
mesela Saddam Hüseyin, Muammer Kadafi, Husni Mübarek de etrafındaki
şakşakçıların söylediklerine çok güvendiler. Onların başına ne geldiği
aşikardir. Bu nedenle Recep Tayip Erdoğan yakın tarihten çok iyi ders çıkarması
lazım, etrafında dürüst ve donanımlı
danışmanlar bulundurmalıdır, ki gerçeğe uygun siyaset yapıp Türkiye’ye faydalı
bir Cumhurbaşkanlığı yapabilsin.
45 yıldır
mücadele eden bir örgütü bitirmeyi söylemek yerine, onun varlığına sebebiyet
veren Kürt Sorununa daha realist bir yaklaşım göstermelidir. Meydanlarda slogan
atmak, bir halkı ve onun gerçekliğini inkar etmek Türkiye Cumhurbaşkanlığı makamına
yakışmaz. Recep Tayip Erdoğan’dan öncekiler bunu çok yaptılar, başarılı
olamadıkları ortadadır.
PKK’nin
Kürtler tarafından desteklenmesinin çok sebepleri vardır elbette, ama en önemli
sebeplerden biri mevcut zihniyete sahip Türk Devlet yöneticilerinin
yaklaşımlarıdır. Devlet Kürtlere karşı ne kadar sert ve acımasız davranmış ise
Kürtler da o kadar PKK’ye yakınlaşmış ve onu desteklemiştir. Eğer devletin
sözkonusu politikası olmamış olsaydı PKK gibi bir örgütün varlığına da ihtiyaç
duyulmazdı.
Türkiye gibi
bir ülkenin çıkarları kendi iç barışından geçiyor. Dolayısıyla en doğru çözüm
varolan Kürt Sorununa demokratik bir çözümün bulunması ve böylece Kürtlerle
doğru bir barışın sağlanmasıdır. Böyle olursa PKK yok olur mu ? Elbette
hayır. Ama böyle olursa o zaman PKK gücünü demokratik bir sistemin parçası
haline getirebilir, bu da tüm halklarımızın faydasına olacaktır.
Ahmet
Gülabi DERE / 28.04.2016